18 Ekim 2008 Cumartesi

Korece - Hangıl


Hangıl, Kore
alfabesi

Hangul (Türkçe "hangıl" okunur, korece de "h-a-n-g-ı-l" [한글] harflerine tekabül eden kore harfleriyle yazılır. İngilizce okunurken "hangıl" şeklinde okunması için latin harfleriyle "hangul" olarak yazılır. 1443 yılında Choson Hanedanlığından kral Sejong tarafından yaptırılmıştır.

Koreliler 15. yüzyıla kadar Çin yazı sistemini kullanıyorlardı fakat bu sistemin öğrenilmesi zor olduğundan, insanların okuyup yazamamasından dolayı Sejong bilim adamlarından yeni bir alfabe yapmalarını istemiş, bu yolla bilimin daha hızlı ilerlemesini ve halkının sosyalleşip çağdaşlaşmasını hedeflemiştir. 1444 yılında tamamlanan alfabe, "Hunmin Congım" (훈민정음; halka doğruları öğreten ses) adlı eserle halka tanıtılıyor. Hangıl'la yazılan ilk eser budur...

Kore alfabesi temelde 14 ünsüz, 10 ünlüden oluşur. Ayrıca 11 tane yarı ünlü (diphtong) harf bulunur. 5 tane de çift ünsüz bulunur, ama bunlar alfabe de yer almaz. Hangıl'ın ilham kaynağı üç temel noktadır. Birincisi insanı temsil eden dikey çizgiler "ㅣ", ikincisi dünyayı temsil eden yatay çizgiler "ㅡ", üçüncüsü ise cenneti temsil eden yuvarlak çzigiler, noktalardır "ㅇ". Ayrıca Hangıl, diğer Moğol, 'Phags Pa ve Çin yazı sistemlerinden faydalanılarak yaratılmıştır.


Hangıl'ın yazımı

Kore alfabesi, Hangıl, diğer yazı sistemlerinden oldukça farklı olarak, yan yana dizilen harflerden meydana gelmez. Daha önce Çin yazı sisteminin kullanılması Hangıl'ı tasarlayan bilim adamlarını etki altında bırakmıştır. Bu doğrultuda her hece Çin karakterinde olduğu gibi bir kare şeklini oluşturacak şekilde oluşmuştur. Yan yana bitişen harfler yerine; ikili, üçlü hatta dörtlü değişimler kullanarak heceler oluşturulmuştur.


Korece hakkında bilgi

Bütün Koreliler aynı dili konuşur ve yazarlar ve bundan dolayıdır ki, Kore'de güçlü bir ulusal kimlik gelişmiştir. Korece'nin Seul'de konuşulan standart Korece de dahil olmak üzere, değişik şiveleri vardır, ama bunlar, Jeju-do ili şivesinin dışında, insanların birbiriyle anlaşma engel olmayacak kadar birbirine bezer.

Dinsel ve etnolojik incelemeler sonucunda Kore dilinin Orta Asya'nın Ural-Altay dil ailesinden olduğunu biliyoruz. Bu ailenin içinde Türkçe, Macarca, Fince, Moğolca, Tunguzca, ve Japonca da vardır.

Hangıl denen Kore alfabesi 15. yy. Da Kral Büyük Sejong'un desteğiyle yaratılmıştır. Bunun öncesinde ise dilin zorluğundan dolayı nüfusun çok azı Çin harflerini (karakterlerini) öğrenebiliyordu. Bir Korece yazma sistemi yaratma çabası içindeki Kral Sejond ve dil bilgileri, bu oluşumu sağlamlaştırmak için Çin,Uygur, Moğol dil ve harflerini incelemişlerdir.. Ama onların kurdukları bu sistem, asıl olarak, yaptıkları ses bilimi incelemelerine dayanır. Tüm bunlardan önce bunlar geleneksel Çin sesbilgisindeki ikili hece bölümünün dışında heceleri başlangıç, orta ve son sesler olmak üzere ayırarak yeni bir sesçil kuram ortaya çıkardılar.

Hangıl alfabesin de 10 ünlü ve 14 ünsüzü bir araya getirerek oldukça çok miktarda hece grupları meydana getirilebilir. Yalın, aynı zamanda sistematik ve kapsamlı olan Hangıl dünyadaki en bilimsel yazı sistemlerinden biri olarak bilinir. Hangıl'ı yazması ve öğrenmesi çok kolay olduğundan dolayı, Kore'de yüksek bir okuryazarlık oranı vardır ve bu aynı zamanda ileri kitap basma sanayisine büyük artılar kazandırmıştır.

Kore Edebiyatı

Korece, Kore yarım adasında ve komşu Yanbian özerk bölgesinde (Çin) yaygın olarak kullanılan bir dildir ve hem Kuzey Kore hem de Güney Kore'nin resmi dilidir.

Dünyada, eski SSCB, Avustralya, ABD, Kanada, Brezilya, Japonya ve Filipinlerdeki göçmen komünitelerle birlikte toplam 78 milyon Koreli vardır. Korece ve Korelilik özdeşleşmiştir.

Korece'nin kökeni uzun süre belirlenememişti ve uzmanlar Altay Dillerine bağlı olduğunu düşünüyorlardı. Yakın zamanda bu kanıtlandı. Ancak hangi kola bağlı olduğu hala belirlenemedi.

Korece, konuşulan dilin adıdır. Koreliler tarih boyunca Hanja adını verdikleri Çince yazı karakterlerini kullanmıştır; günümüzde ise ağzın ve dilin aldığı şekle göre karakterize edilen Kore alfabesi Hangul kullanılmaktadır. Güney Kore'de çocuklara halen 1800 adet Çince karakter öğretilmektedir.

한국어 - Korece - Hangugeo


Konuşulduğu ülkeler: Kuzey Kore, Güney Kore, Çin'in kuzeydoğusu.
Konuşan kişi sayısı: 71 milyon
Sıralama: 13
Dil Grubu Sınıflandırma: Altay Dilleri

Resmî Durum

Resmî dil olduğu ülkeler: Kuzey Kore, Güney Kore.
Dili düzenleyen kurum: Korece Ulusal Enstitüsü
Alfabe: {{{Alfabe}}}
Dil Kodları
ISO 639-1 ko
ISO 639-2 kor
SIL KOR

Kore'de Sinema ve Tiyatro

Sinema

Kore film yaşamı 1919 yılında başladı. Haklı İntikam adlı film bir dramaydı. 1923 yılında yapılan ilk konulu film ise Ayın Altındaki Yemin'di. 1920'lerde Japon zulmüne karşı yapılan Arirang filmi halk tarafından oldukça sevildi. Kore savaşının 1953 yılında bitmesinden sonra film endüstrisi gelişmeye başladı, fakat yaklaşık 10 yıl kadar devam eden bu gelişim televizyonun hızlı yükselişi nedeniyle durma noktasına geldi. Bu süreç 1980'lerin başına kadar devam etti. Genç ve yetenekli yönetmenlerin başını çektiği bir grup bu dönemde film endüstrisine oldukça önemli katkılar yaptı. Hazırlanan filmler Londra, Venedik, Berlin, Tokyo, ve daha birçok film şenliklerinde gösterilip tanındı ve önemli ödüllere layık görüldü.

Cannes Film festivalinde gösterilen ilk Kore Filmi ise 2000 yılında yarışan İm Kvon-Tek'in yönettiği Cunhgyangcon (Çunhyang'ın Öyküsü) oldu. Bakhasatang (Naneli Şeker) Filmi de 35. Carlo Bivari Film Şenliğinde üç ödül aldı.

Kore'de Halkın yoğun ilgisi ve bazı film şirketlerinin etkisiyle burada da film şenliklerinin düzenlenmesine başlanmıştır. Bunların arasında Pusan Uluslar Arası Film Şenliği ile Puçın Uluslararası Fantastik Filmler Şenliğidir.

200'den fazla şirketin bu endüstride olduğu yapılan çalışmalar hala daha yeterli düzeye ulaşmamıştır.


Tiyatro




Kore tiyatrosu ise tarih öncesi dönemin dinsel törenlerinin etkisi altında kalmış, müziğin ve dansın içi içe olduğu bir yapıya sahiptir. Geleneksel tiyatro türünün en önemli örneği dans, şarkı, öykü, yergi ve gülmece içeren maskeli bir dans olan Sandenori yada Talçum'dur. Bunların yanında halk sanatçılarının ortaya koyduğu kukla oyunları Pansori'ler oldukça ilgi görürdü ve bunlar pek sık olmasa da günümüzde de gösterilmektedir.


Maskeli dans ve öteki tiyatro sanatlarından farklı olan Sin-geuk ise 1092 yılından itibaren sergilenmeye başlandı. Batı türü bir tiyatroya ise ilk kez 1908 yılında Seul ev sahipliği yaptı. Daha sonraları japonya'da tiyatro incelemesi yaparak yurda dönenlerin oluşturduğu "Hiokşindan" ve Munsusong" tiyatro toplulukları yeni akım estirmeye başladılar. Sinpa isimli bu oyunlar askeri, siyasi sonraları ise polisiye konular sahnelediler.

1920'li yıllarda tiyatro sanatının önde gelen kişilerinin kurduğu Tovolhoe, tiyatro sanatına öncülük edip 1930'lara kadar adından çok söz ettirdi. 1940 ve 1950'lere gelindiğinde ise toplumsal ve siyasal karışıklığın etkisi ve yine sinema ve televizyonun gelişimi bu sanatın etkisini zayıflattı.

1970'lere gelindiğinde ise bazı genç sanatçılar maskeli dans oyunları, şaman törenleri ve pansori'ler gibi eski geleneksel tiyatronun biçimlerini inceleyip bunu günümüze taşımaya gayret göstermişlerdir. Günümüzde Seul'ün merkezinde bulunan Tehangno Caddesindeki tiyatrolarda bu tür gösteriler sergilenmektedir.

Kore'de Dinler

Budizm



Budizm ile Kore yarımadasının tanışması 372 yılında Koguryo krallığına Çin'den gelen Keşiş Sundo ile olmuştur. 384 yılında ise pekçe Hanedanlığı Keşiş Malanda ile Budizm'i tanıdı. Şilla krallığında ise Budizm'in yayılması Keşiş Ado tarafından 5inci yüzyılda olmuştur. Budizm özellikle Üç Krallık döneminde ülkenin önde gelen kişileri tarafından oldukça benimsendi. Bundaki en önemli etken ise devlet yönetiminin ruhsal yapısıyla Budizm'in oldukça büyük benzerlikler göstermesidir.

Kralın koruması altında olan Budizm, yapılan birçok tapınakla, manastırla oldukça yayıldı. Altıncı yüzyılda Keşişler ve zanaatkarlar kutsal kitapları ve hazırladıkları belgelerle Japonya'ya giderek burada Budizm'in temellerini oluşturdular.

Şilla'nın 667 yılında yarımadayı birleştirmesiyle, Budizm ülkenin dini haline geldi. Bu dönemde oldukça önemli eserlerin ortaya çıkmasına da vesile olan Budizm, özellikle Bulguksa Tapınağı, Gyeongju'da ki kalıntılar ile bunu ortaya koymuştur.

Koryo Hanedanlığının kuralları da bu inanışın altında kalmıştır. Yine bu dönemde de resim ve sanatta önemli yapıtlar oryaya konmuştur. Budizm için oldukça önemli olan Bulguksa tapınağına bu dönemde yapılmıştır. 1392 yılında kral Yi Seong Gye ülke yönetimini Budist etkiden çıkartmış Konfüçyanizm etkisi altında bir yönetim sergilemiştir.

1910 yılında Japonya'nın Kore'yi himayesi altına almasından sonra ise, Japonya Kore Budizm'i üzerinde büyük bir baskı oluşturmuş ve kendi düşüncelerini aşılamaya çalışmıştır.


Protestanlık & Katoliklik




Kore nüfusunun yaklaşık olarak % 25’i hristiyandır. 1784’de Beijing’te ilk kez bir Koreli vaftiz edildi ve Kore’de bir tapınak kurmak için Kore’ye geri döndü. Çeşitli devlet kısıtlamalarına rağmen Katolik Klisesine çok sayıda katılım oldu. Şu anda, kliseye ait iki milyonun üzerinde bir cemaat oluşmuştur.


Konfüçyanizm




Konfüçyanizm, Konfüçyüs tarafından bulunan ahlaklı ve dürüst bir dini inanış esasına dayanmaktadır. Temel olarak iyi bir aile ve toplum yönetimi ve yaşamı için, ahlaki değerleri, hayırsever düşünceleri, doğruluğu, uygun davranışları ve akıllı lider olmayı uygun görmektedir.

Konfüçyanizm, Budizm'in ilk zamanları gibi tanrı inanışına sahip değildi, fakat yıllar geçtikçe bilge insanlar bunu biraz değiştirdi.

Konfüçyanizm'in ortaya çıkışı Hıristiyan döneminin başlarında Çin yazılı yapıtlarının ortaya çıkmasıyla birlikte başlamıştır. Üç Krallık dönemindeki Koguryo, Bekçe ve Şilla krallıklarından kalıntılar o dönemin Konfüçyanizm etkisi altında ne kadar olduğunu göstermektedir. Koguryo Krallığında bu dönemde adı "Daehak" olan bir üniversite kuruldu ve bu Konfüçyanizm hakkında çalışmalarda bulundu. Bekçe Krallığı da buna benzer bir yapılanmada bulundu.

Onuncu yüzyılda Koryo Krallığında Budizm Ülkenin genel dini idi fakat ülkenin yönetim yapısı Konfüçyanizm üzerine kuruluydu.

1392 yılında kurulan Çosan hanedanlığı Konfüçyanizm'i ülkenin resmi, dini olarak kabul etti ve bu sistemi eğitimde, resmi törenlerde, sivil yönetimde kullanmak için geliştirmeye çalıştı. 19'uncu yüzyılda Kore'nin batılı ülkeler ve özellikle Japonlar tarafından istila edilmesiyle Konfüçyanizm bu güçlerle savaşabilmek için büyüdü. Tabi bu çalışmalar bu inanışın zamanın gereklerine göre adapte olmasını kolaylaştırdı ve hızlandırdı.

Günümüz Kore'sinde Konfüçyanizm atalarından kalan inanışları hala devam etmekte ve kuşaklara bu aktarılmaktadır.


Şamanizm




Kore yaşamında çeşitli şamanist uygulamalar yaygın şekilde gözlenir. Şamanizm eski zamanların halk inançları ile benzerlik gösterir. Budist geleneğinden etkilenmeyen eski değerlerle yakından ilgilidir. Kore şamanizminin belirgin karakteristiklerinden biri; insanlarla ruhlar arasında bir buluşma ile insan sorunlarını çözmeyi aramasıdır. Bugün bile hala yaygın şekilde görülen şamanistik inançların çeşitli versiyonlarına rastlanabilmektedir.


İslam

Korelilerin İslam diniyle tanışması ilk olarak yirminci yüzyılın başlarında Japon baskısından kurtulmak için Çin'in kuzeydoğusuna gelip buraya yerleşen insanlar ile oldu.

Bu az sayıdaki insan 2. Dünya savaşıyla birlikte eski yaşadıkları yerlere geri döndüler fakat ibadet etmek için gerekli fırsatı 1950-53 yılları arasında Birleşmiş Milletler Kuvvetleriyle birlikte gelen Türk askerlerine katılarak bulabilmişlerdir.

Seçimle başa gelen ilk Koreli imam ile birlikte 1955 yılında İslam grubu kurulmuştur. 1967 yılında Seul de yapılan cami ve ardında 1976 yılında Kore Müslümanları federasyonunun kurulmasıyla oldukça büyümüştür.

Kore Tarihi

Kore Tarihi

*Balhae ile Birleşik Şilla
*Koryo Krallığı
*Çosan Krallığı
*Japon İşgali ve Kore Bağımsılık Hareketi
*Kore Cumhuriyetinin Kurulması


Üç Krallık Dönemi




Kore topraklarında yaşayan ilk insanların yaklaşık yarım milyon yıl önce buraya geldikleri tahmin edilmektedir. Fakat bilinen Kore tarihi İÖ 2333 yılında Kral Gojoseon tarafından kurulan krallık olarak bilinmektedir.

Kore'de genel olarak halk kabileler halinde yaşamaktaydı fakat daha sonra bu kabileler birleşerek krallıkları oluşturmuşlardır.

Bu kabileler arasında Amnokyang ırmağı kıyısına yerleşen ve daha sonra krallık haline gelen ilk kabile Koguryo'dur. (İÖ 37 - İS 668) Koguryo Krallığı çevresindeki kabileleri himayesi altına aldıktan sonra Çin'in Lo-Lang bölgesini de 313 yılında ele geçirdiler.

Koguryo Çin ile uğraşırken Ülkenin güneyinde çevresindeki kabileleri ele geçiren Pekçe Krallığı (İÖ 18 - İS 660) güçlendi ve topraklarını genişletti. Kral Kınçago (346-375) döneminde merkezileşmiş ve güçlü bir devlet haline gelmişti.

Şilla krallığı (İÖ 57 - İS 995 ) ise yarımadanın en güneyine yerleşmiş ve bu üç krallıktan uzak az gelişmiş ve zayıftı. Coğrafi olarak Çin'e uzak olduğu için Çin etkilerinden uzak kalan bir krallık olmuştur.


Balhae ile Birleşik Şilla




Şilla krallığı güçlenmeye başladıktan sonra ilk olarak komşusu Gaya krallığını himayesi altına almıştır. Şilla diğer iki krallık olan Koguryo ve Pekçe'yi ele geçirmek için de Çin ile işbirliği yapmış fakat Çin'de bu toprakları ele geçirmek isteyince onlarla da savaşmak zorunda kalmıştır. Şilla Çin'le olan bu savaşında başarılı olmuştur fakat Mançurya'da büyümekte olan Koguryo halkının kurduğu Balhae Krallığının kurulmasına engel olamamıştır.

Bahlea Krallığının yükselişi 9.yüzyılın ilk yarısında Kral Seol zamanında oluşmuştur. Bu dönemdeki Balhae Krallığı kuzeyde Amur ve Sungari ırmaklarından şimdiki kurulu modern Kore'nin kuzeyine kadar olan Mançurya topraklarına sahip olmuştur. Bu krallık 926 yılına kadar varlığını sürdürdü. Bu tarihte Mançurya'yı ele geçirip Çin'in kuzeyine kadar ilerleyen Kral Khitan tarafından ele geçirildi. Ülkenin önde gelenleri de Şilla'yı da ele geçiren Koryo Krallığına katıldı.

Şilla Krallığı ise 8. yüzyılın ortalarında en güçlü dönemini yaşamıştır. Budacı olan bu krallıkta ayrıca Kore tarihinin önemli yapıtlarından biri olan Bulguksa tapınağı da yapılmıştır.

Zamanla Buda Kültürü ki devlet üzerinde çok etkiliydi kralların lüks yaşama isteğiyle hevesiyle yozlaştı ve krallık yönetiminde de çatlaklara neden oldu. Bu devirde güçlenen Koryo hanedanına boyun eğmek zorunda kaldı.


Koryo Krallığı




Şilla Krallığı son Pekçe Krallığını 900 yılında Jeonju'da ilan eden ve asi bir lider olan Gyeon Hwon tararından yıkılmıştı.

Wang Geon o da asi liderlerden biriydi ve önde gelen ailelerin birinin oğluydu. Şilla krallığında çalışmıştı. Bu asi lider 934'te Pekçe Krallığını ele geçirmek için bir çok denemede bulundu ve 935 yılında Şilla kralı Gyeongsun'ın tahttan çekilmesiyle yönetimi ele geçirdi. Daha sonra yıllarda kolayca Kore yarımadasını ele geçirdi.

Wand Geon sıradan bir insan gibi yaşayan biriydi. Şilla aristokratlarını dikkatlice yatıştırdı, Kral Gyeonsun'a devletteki en yüksek kademeyi verdi ve Şilla'nın büyük ailelerinden birinin kızı ile evlendi tüm bunlar onun kendi kurallarını ve istediğini yapması için ona olanak verdi.

Koryo Krallığını (918-1392) kurarak başına geçti. Tüm yarımadanın bu şekilde tek bir hükümetin yönetmesi, kültürel ve etnik bir toplumun oluşması uzun süreler bu bölgenin birlik içinde yaşaması için oldukça faydalı olmuştur. Bu birlik ve beraberlik onların Moğollara, Japonlara ve Khitanlara karşı kendilerini oldukça iyi savunmalarını bu bölgenin hakimiyetinin başkalarının eline geçmemesini sağlamıştır. Bu krallığın adı olan Koryo sözcüğü bugünkü Kore kelimesinin kaynağıdır. Kurulan bu krallık Budacı geleneği temel alan güçlü bir kültür ortaya çıkartmıştır ayrıca bilim alanında oldukça önemli çalışmalar yapmışlardır. Bunlardan en önemlisi ise Alman Gutenberg'den 200 yıl önce 1234 yılında hareketli metal harflerle dünyada ilk kez basım işinin yapılmasıydı. Yine bu dönemde Kore sanatçıları Budacı kutsal kitaplarını tahta kalıplara oyarak yazmayı başardılar. 80.000 den fazla olan bu tahta kalıplar Moğol işgallerinden kurtulmak için Buda'dan yardım istemek için yazılmıştı. Adı Tripitaka Koreana olan bu tahta kalıplar günümüzde Heinsa Tapınağında saklanmaktadır.

Daha sonraki yıllarda Konfiçyusçular ile Budacılar arasındaki iç çekişmeler, yönetimdeki çekişmeler ve özellikle de 1231 yılında başlayan Moğol akımları sonucu oldukça zor dönemler geçirdiler. Bu dönemin sonunda Moğolistan'a bağlı olarak 100 yıla yakın bir süre yaşadılar.


Çosan Krallığı




Koryo Krallığının sonuna doğru 1389 yılında politik ve askeri açıdan güçlü olan General Yi Seongye Kral Chang'ı (1388-1389) yılında tahttan indirdi ve yerine Kral Gongyang'ı (1389-1392) getirdi. Bununla da kalmayıp ülkede önemli reformlar yapmaya başladı. Koryo monarşisi ve soylu sınıfına karşı krallığın temel felsefesi olarak Konfiçyusçuluğu benimsediler.

1392 yılında kurulan bu krallık yönetim konusunda oldukça dengeli bir siyaset sistemi kullandılar. Devletin çeşitli kademelerinde görevlendirecekleri kişileri belirli bir sınav sistemi ile almaya başladılar, toplumsal gelişim ve düşünsel açıdan Konfiçyus'a dayanan bir toplum yaratmaya çalıştılar. Fakat bu oluşun sırasında aynı dikkat ve özen ticarete ve üretime yansımadı.

Dördüncü Kral Second'un hükümdarlığı döneminde (1418-1450) büyük bir kültür ve sanat gelişmesi yaşandı. Kralın desteğiyle krallığın önde gelen bilginleri Kore alfabesi Hangıl'ı yarattılar. Kral Second'un aynı zamanda gökbilime de büyük ilgisi vardı. Yine bu dönemde önemli bilim adamları güneş saatleri, su saatleri, göksel küreler ve gökbilimsel haritalar yaptılar. Kral daha sonra yerini oğlu Munjong'a (1450-1452) bıraktı fakat onun ani ölümüyle 11 yaşındaki veliaht Danjong başa geldi. Genç kralın tahtta olduğu dönemde monarşinin gücü ortadan kayboldu ve bunu fırsat bilen amcası tahtı zorla elinden aldı. Kral Sejo ( 1455-1468) konfiçyusçuluğu destekleyerek krallığın layık olduğu yere tekrar çıkarmak için çalıştı ve onun vermiş olduğu uğraşlar bugün Kore yaşam biçiminin de temelini oluşturdu.




1592 yılında Japonya Çin'e yapacağı akınlara yol açmak için Çosan Krallığını istila etti. Bu savaş döneminde Kore tarihinin önemli isimlerinden biri Amiral Yi Sunsin (1545-1598) Japonlara karşı koymak için Gebukson (kaplumbağa gemi) denilen dünyanın ilk zırhlı savaş gemilerini yaptırdı. Japonlar tüm yarımadanın güçlü savunması ve son olarak ta savaş Lortları Toyotomi Hideyoshi'nin ölümü üzerine Kore'den çekildiler. Bu savaş 1598 de sona erdi fakat Çosan krallığında oldukça büyük etkiler bıraktı. Ülkenin önde gelen sanatçıları, bilim adamları Japonya'ya götürülmüş yaraları sarmak için büyük bir çabaya girşilmişti.

Savaştan sonra 17. yüzyılda Çosan krallığı büyük sosyal ve ekonomik değişikliklere tanık oldu. Bu, Krallığın maddi nedenlerden dolayı birçok reform yapmasına neden oldu. Tarım ve sanayide yenilikler yönetimde de birçok reforma gidildi.

Kral Yeongjo (1724-1776) ve Kral Jeongjo'nun (1776-1800) benimsedikleri yansızlık politikası ve siyasi istikrar bu dönemde güçsüz olan yönetim otoritesinin kuvvetlenmesine ve ülkenin istikrarlı bir şekilde gelişmesini sağlamıştır. Yine bu dönemde bilginler için okullar kurulmuş ve bilimde önemli mesafeler kat edilmiştir. Bu bilim adamları tarım ve sanayi de önemli reformlar yapmayı uygun bulmuşlar fakat yönetim bunların bir çoğuna gereken önemi vermemiştir.

18. yüzyılda ise yarımada sıkıntılı zamanlar yaşadı. Sel baskınları, kuraklık nedeniyle iyi hasat alınamadı ve bu açlığı, hastalıkları, kıtlığı beraberinde getirdi. Aşırı vergi alınması ülkede işçi sınıfının oluşmasına neden oldu. Bu zıt doğa ve sosyal terslikler ayaklanmalara ve ülkede karışıklıklara neden oldu, ancak ordunun devreye girmesiyle bu ayaklanmalar bastırılabildi.


Japon İşgali ve Kore Bağımsılık Hareketi


1868 yılında Japonya Kore yarımadası üzerindeki istekleri doğrultusunda siyasi birtakım oyunlara başladı. Kore üzerinde kültürel birliktelik ,birlik beraberlik gibi düşüncelerle ülke üzerinde baskı oluşturmaya başladı. Avrupa ve birkaç Asya ülkeyi etkileri altına almaya çalışmaları Japonların bunu daha belirgin ve daha şiddetli yapmalarına neden oldu. Nihayetinde 1910 yılında Çin ve Rusya'ya karşı savaşını kazanarak ülkeyi istila etti ve burada sömürge yönetimi başlattı.

Bu sömürge yönetimi 1945 yılında Japonya'nın 2. dünya savaşını kaybetmesiyle sona erdi. Ama bu sömürge yönetimi Kore'de güçlü bir ulusal kimliğin birlik ve beraberliğin oluşmasını sağladı. 1 mart 1919'da Koreliler tüm ülkede büyük protesto gösterilerine başladılar. Bu protestolar binlerce insanın canına mal oldu. Bu, kurulan geçici hükümetle örgütlü bir silahlı mücadelenin başlamasıyla devam etti ve 2. dünya savaşında neticelendi.

1 mart günümüz Kore'sinde ulusal bayram olarak kutlanmaktadır.



Kore Cumhuriyetinin Kurulması

2. Dünya savaşında Japonların yenilgisi Kore tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Ama bu durum onlara bağımsızlık getirmedi . ülkede bir soğuk savaş başladı, ikiye bölünen ülke bağımsız bir hükümet kurmaya çalışırken ülkenin güneyi ABD, kuzeyi ise Sovyetler Birliği'nin işgaliyle karşı karşıya kaldı.

Bu iki politik ideolojik düşünce 38. paralelin kuzeyinde ve güneyinde yine iki farklı politik ideolojiye sahip Kore ortaya çıkardı.

15 Aralık 1945'te ABD,Sovyetler Birliği ve İngiltere Moskova'da buluştu ve ülke 4 güç (ABD,USSR, İngiltere,Çin) tarafından geçici olarak birleştirildi.

1947 Kasımında Birleşmiş Milletler (BM) ülkede bir komisyon nezaretinde seçim yapılmasına karar verdi. Sovyetler Birliği bu karara uymayarak Kore'nin kuzey bölgesine BM Komisyonunu almadı. BM vermiş olduğu kararı değiştirdi ve sadece girebildiği bölgelerde seçim yapılmasını sağladı.

10 Mayıs 1948'de 38. paralelin güneyinde ilk genel seçimler yapıldı. Bu seçimin sonunda Syngman Rhae başkan seçildi. Yine bu zamanda 38. paralelin kuzeyinde Kim II-Sung komünist bir rejim kurdu.

25 haziran 1950 de Kuzey Kore 38. paralelin güneyine indi ve Güney Kore'yi işgal etti. Bu işgal için ortaya herhangi bir neden konmadı. Komünistler Rus yapımı T-3 tanklarıyla Daegu yakınlarındaki Nakdonggang nehrine kadar ilerledi. Güney Kore bu durum karşısında BM'den yardım istedi. 15 ülkenin askerlerinin katıldığı savaş 3 yıl sürdü. 27 Haziran 1953'te sona eren savaş arkasında harabe dönmüş bir yarımada bıraktı. 3 milyon Korelinin öldüğü savaştan sonra ciddi ekonomik, sosyal ve politik sorunlar ortaya çıktı 1948 yılında seçilmiş olan Başkan Rhae öğrencilerin etkili rol oynadığı bir ayaklanma sonucunda 1960 yılı Nisan ayında başkanlıktan çekildi.

1960 Ağustosunda demokratik partiden olan Chang Myon hükümeti kurdu. Fazla uzun sürmeyen bu hükümet 1961 yılında general Park Chung Hee liderliğinde bir darbeyle devrildi. Park kurduğu konsey ile yönetimi eline aldı ve 1963 yılında başkan seçildi. Bu dönem Kore'nin hızlı bir kalkınma sürecinin başlangıcı oldu. Ekonomik yönden büyük bir büyüme sağlandı. Başkan Park'ın 1979 yılında bir suikast sonucu ölmesi bölgede sıkıyönetimin hakim olmasına ve bu dönem boyunca önce Choi Kyu-Hah'ın sonra da Chun-Doo Hwan'ın başkanlığıyla devam etti.

1980 yılından sonra bölgede demokrasi yönünde ilerlemeler görüldü ve 1987 yılında halk kendi başkanını seçti. 1987 yılında bu yasayla eski bir general olan Roh-Tae-Voo başkan seçildi.

1992'de demokrasi savunucusu olan Kim Young-Sam başkan seçildi ve 1997 yılında muhalefet partisinin seçimleri kazanması sonucu iktidarı Yeni Siyaset İçin Ulusal Kongre Partisi lirdi Kim Dae Jung'a devretti. Bu olay ile ilk defa Kore'de iktidar ile muhalefet barışçıl bir yoldan el değiştirmiş oldu.

Kore Telefon Süsleri










Kore'nin Doğa Güzellikleri

Kore'de 20 tane Ulusal Park bulunmaktadır. Bu parklar oldukça geniş bir alan yayılmakta ve içerisinde nehirler, dağlar, eski yapılar, tapınaklar barındırmaktadır.

Bu parklarda macera severler için çok güzel yürüyüş ve tırmanma parkurları içerir. Bazı parklarda ekolojik dengenin bozulmaması için birtakım kısıtlamalar mevcuttur. Bu parklara giriş ücreti 1000 won-2500 won (1.500.000-3.500.000 TL.) arasında değişmektedir.


Jirisan Ulusal Parkı




Jirisan Dağı Jejudo'dan sonra ülkenin en yüksek ikinci noktasıdır. Çok geniş bir alana yayılmış olan parkın en yüksek noktası 1915 m yüksekliğindedir ve Cheonwangbong'da bulunur. Çok yüksek ve çok güzel manzaraların olduğu parkta yüksek noktalara deneyim ve uygun araç gereçleri olmayan kişilerin tırmanmamalarına izin verilmemektedir..

Doruk noktasını kaplayan bulutlar ve el değmemiş ormanları ve akarsularıyla Jirisam görkemli bir doğa güzelliği sunmaktadır. Ayrıca dağın yamaçlarında, Hwaeomsa, Cheoneunsa ve Ssanggyesa tapınakları ve daha birçok tarihi yapının bulunmaktadır.

Gyeongju Ulusal Parkı

Gyeongju, Şilla Krallığına yaklaşık 1000 yıl başkentlik yapmış birçok tarihi binayı ve insan eliyle yapılmış eseri barındıran bir vadidir. Şilla krallığı zamanında özellikle 670'li yıllarda şehir dünyanın önemli kültür merkezlerinde biri olma yolunda hızla gelişmiştir. Bu bölgeye sahip olduğu tarihi eserler ve hazinelerden dolayı "duvarları olmayan müze" adı verilmiştir.

Ayrıca doğa güzellikleriyle de ülkenin önemli parklarından biridir.

Gyeryongsan Ulusal Parkı

Bu dağ sıralarının horoz başlı ejderhaya benzemesinden dolayı bu isimle anılmaktadır. Çok uzun süredir Şamanizm'in merkezi olarak biline bu park Daejon ilinin hemen batısındadır.

Bu park önemli iki tapınağa ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan ilki sonbaharda sararan yapraklarla harika bir görünüme sahip olan Gaspa tapınağı, diğeri ise dağın doğu yamacında yapılmış olan Donghaksa tapınağıdır.


Hallyeo Ulusal Parkı




Tek deniz parkı olan Hallyeo Denizcilik Ulusal Parkı daha çok Hallyeosudo Su yolu olarak bilinir. Yaklaşık 100 km uzunluğundaki bu su yolu Geojedo adasından, Busan'ın güneydoğusundaki Yeosu'nun güneyine kadar olan alanı kaplar.Bu park yaklaşık 400 ada ve adacık ile küçük kayalıklardan oluşmaktadır, oldukça düzensiz olan sahil yapısı, bir deniz gezisiyle görülmeye değer kaya formasyonları ve mağaralar oluşturmaktadır.

Bölgenin önemli bir değeri de tarihi açıdan bulunmaktadır. Kore'nin ünlü Amirali Yi Sun-Sin 16. yüzyılda Japonlarla yapmış olduğu deniz savaşlarını bu bölgede yapmıştır. Amiral bu savaşlarda ilk kez demir zırh ile kaplı gemileri "kaplumbağa gemi" (geobukseon) bu savaşlarda Japon gemilerine karşı kullanmış ve başarılarıyla Kore tarihinde önemli bir yer edinmiştir.


Seoraksan Ulusal Parkı

Yaklaşık 345 km2'lik bir alana sahip olan bu park verimli yeşil vadileriyle, granitten oluşmuş dağ doruklarıyla, görkemli şelalelerle, tapınaklarıyla ve sıcak su kaynaklarıyla meşhurdur. Burada bulunan Seorak-dong tatil köyünde pansiyonlar, oteller, kamp alanları, dükkanlar, irili-ufaklı parklar ve halka açık birçok mekan bulunmaktadır.

Başka bir önemli ve ilgi çekici yer Biseondae kayalığıdır. Burası düz bir kayalıktır ve Korelilerin inanışına göre melek cennete buradan yükselmiştir.

Ulusal parkta ayrıca sindirim hastalıklarına iyi gelen Osaek Su pınarı vardır.

Songnisan Ulusal Parkı

Daejon'un kuzeybatısında yer alan bu park, Kore yarımadasının ortasında turistlerin en çok rağbet gösterdikleri yerde bulunur.

Kayıtlara göre parkta bulunan Beopjusa Tapınağı 553 yılında yapılmış ve yaklaşık 3000 keşiş barındırmıştır. Ayrıca tapınağın yanında yerden 33 metre yüksekliğe ulaşan Maitreya Buda heykeli yer almaktadır.


Hallasan Ulusal Parkı




Jejudo adasında bulunan, ülkenin en yüksek noktası olan Hallasan dağı 1950m yüksekliğindedir ve birçok bitki çeşidine ev sahipliği yapmaktadır. Dağın tepesinde de bir krater gölü bulunmaktadır. Dağın kenarında oldukça verimli topraklar, ormanlar, güzel villalar ve adanın çevresini kaplayan harika kumsallar bulunmaktadır. Dağa çıkan 1100 yolu ziyaretçiler için eşi bulunmaz güzellikler sergilemektedir. Dağın karlı tepesi ve bu tepeyi kuşatmış olan bulut adanın her yerinden görülmektedir.

Gayasan Ulusal Parkı

Gayasan Dağları (1614 m) tarihi yerleri ve doğa güzellikleriyle oldukça ünlü bir yerdir. Burada bulunan Haeinsa tapınağı, Yangmun Şelaleleri ve Hangnyudong vadisi sonbaharda görülmeye değer güzellikler oluşturmaktadır.

Haeinsa Tapınağı Kore'de en çok bilinen tapınaktır. Oldukça önemli sanatsal eserlerin bulunduğu bu bölgede 90 yapı vardır. Haeinsa tapınağında 1251 yılında tamamlanan yaklaşık 80.000 tahta kalıp bulunmaktadır. Moğol işgaline karşı Buda'dan yardım istemek için yazılmış bu tarihi kalıplar 1995 yılında UNESCO tarafından korunması gereken Dünya Mirası Listesine alınmıştır.


Naejangsan Ulusal Parkı

Sonbaharda kırmızıya boyanan Akçaağaçlarıyla meşhur parkın ortasında Naejangsan tapınağı ve bunu çevreleyen Naejangsan dağları (763m) bulunmaktadır. Parkın diğer bir önemli noktası ilk baharda kiraz ağaçlarının çiçek açmasıyla muhteşem bir manzaraya bürünen Baegyangsa Tapınağı ve onu çevreleyen Baegyangsa dağlarıdır. (741m)

Deogyusan Ulusal Parkı

Bölgede bulunan Deogyusan Dağlarının (1614m) güzelliği Muju Gucheondong vadisindeki 33 farklı akarsuyla daha da artmaktadır. Ayrıca bölgede bulunan Mutu kayak merkezi de burayı tatilciler için oldukça çekici bir hale getirmektedir.

Kore Tarihi Eserleri

Tripitaka Koreana Tahta Kalıpları

Janggyeongpanjeon, Heinsa Tapınağında Tahta kalıpların saklandığı depodur. Heinsa tapınağındaki birçok savaş ve yangından etkilenmemiş bu eski depo 1488 yılında Çosan hanedanlığının (1392-1910) ilk dönemlerinde inşa edilmiştir.

Tripitaka Koreana yüzyıllardır burada hiçbir özelliği bozulmayacak şekilde korunmuştur. Mimarisindeki güzelliğin yanı sıra yapımı sırasında tasarlanan havalandırma sistemi, sıcaklık ve nem kontrol sistemleri bu yapıyı diğer mimarilerden ayırmaktadır.



Buradaki yazılar Budist kutsal kitabının günümüzdeki en ayrıntılı, en geniş derlemesini oluşturmaktadır. Bu yapıt Koryo Hanedanlığı (918-1392) döneminde 1236 - 1251 yılları arasında 81380 tahta kalıp oyularak hazırlanmıştır. Bu yapı 52 milyondan fazla karakteri olan, Çin Ou Yang-hsiu elyazısı sanatıyla yapılmıştır. Tahta kalıplardaki karakterlerin her biri tektir ve o zamanın sanatına ve oyma tekniğine göre harika bir yapıya sahiptir. Her bir tahta kalıp 69.5 cm eninde ve 23.9 cm boyundadır. Genelde 23 satırdan oluşan yapıtların her bir satırında 14 karakter vardır.

Bu kaynak Budizm için oldukça önemlidir. Buradaki yazılar İngiltere'de, Amerika'da, Fransa'da, Almanya'da ve daha birçok merkezde Budizm hakkında kaynak olarak kullanılmaktadır.

Bu tarihi zenginlik UNESCO tarafından da dikkate alınmıştır. UNESCO, Dünya Mirası Listesinde Kore'nin tarihi hazinelerinde yer vermiştir. Bu tahta kalıpların ve yine bu tahta kalıpların korunduğu yer olan Heinsa tapınağındaki Janggyeongpanjeon'unda yer aldığı bu listede sekizinci yüzyıl Bulguksa Tapınağı ile Seokguram Mağarası; Seul'deki Çongmiyo Türbesi ile Çangdokkung Sarayı ve Suvon'daki Hvasong Kalesi bulunur.

Tarihi Seul

Şehrin turistik açıdan en ilgi çekici yeri kuşkusuz orta ve kuzey yöreleridir. Bu bölgenin tarihi ve sofistike yapısı çevredeki modern şehir ile oldukça ilginç bir tezat oluşturur. Seul'un kuzey kesiminde eskiden soylu sınıfı ve en zenginler yaşıyordu. Bu yüzden de bütün kraliyet sarayları, gösterişli malikaneler ve tarihi yapılar kuzey kesimde bulunur. Etrafta yürürken birbirinden güzel ahşap oymalı kapılı, pirinç tokmaklı tarihi evlere rastlayacak ve bu özgün mimari karşısında büyüleneceksiniz. Mutlaka görmeniz gereken ihtişamlı Kyongbokkung Sarayı'na hayran kalacaksınız.

Kyongbokkung Sarayı'ndan sonra National Folk Museum'a uğrayabilir, Samch'ongdonggil'de gezebilirsiniz. Samch'ongdonggil'de geleneksel çay dükkanları ve sanat galerilerini bulabilir, çağdaş artistlerin eserlerini görebilirsiniz.

Yi Hanedanı Sarayları

Çok yüksek duvarlar tarafından çevrili olan bu saraylar, 500 yıl boyunca varlığını sürdüren Yi Hanedanı zamanında 14. yüzyıl sonlarında imparatorlar tarafından yaptırılmıştır. Bazıları zaman içinde yıkılmış ve yok olmuş olsa da çok büyük bir araziye yayılmış bulunan bu sarayların hepsini gezmek birkaç gününüzü alacaktır.

Bugünkü saray hanedanının yaşadığı ve Seul'un en eski sarayı olan Ch'angdokkung Sarayı'nı yalnızca rehberli bir tur eşliğinde görebilirsiniz. Çok sıkı güvenlik önlemleri altında korunan bu sarayın içinde 32 hektarlık muhteşem bir Gizli Bahçe bulunuyor. Koreliler'in inancına gore Gizli Bahçe'de bulunan Pullomun kapısının altından geçenler sonsuza kadar genç kalıyor.



Ch'angdokkung Sarayı

Kore'de Resim Sanatı

Kore halkının estetik duygularını ve yaratıcı gücünü yansıtan Kore resim sanatı, Üç Krallık döneminden (İÖ 57 - İS 668) günümüze kadar olan süreçte oldukça büyük değişim ve gelişim gösterdi. Üç Krallık döneminin en güzel örnekleri Koguryo mezarlarının duvarlarında ve tavanlarında olan yapıtlardır. Koguryo'nun hareketli ve ritmik resimlerine karşın, Şilla'nın daha çok düşünceye yönelik ve titiz eserleri vardır. Şilla'nın resim sanatı ise 7. yüzyıldan itibaren oldukça gelişim göstermiştir.


Kore resim sanatının altın çağının başlangıcı diyebileceğimiz bölüm ise Koryo (918-1392) dönemidir. Bu dönemin sanatçıları tapınaklara yaptıkları resimleri oldukça gelişmiştir ve Budacıların bez üzerine yaptıkları resimler ise Kore Budacılığının gelişimini sağlamıştır.

Çosan dönemi boyunca ise, önemli ressamlar zengin ailelerin istekleri doğrultusunda doğa resimleri yapmaya başladılar. 18'inci yüzyılın sonlarında ise sanatçılar gündelik yaşama yöneldiler. Dini duygular içermeyen resimler yapan bu sanatçılar " tür resmi" denen yeni bir akım başlattılar.


Sanatçılar daha sonraki süreçte halktan alınan ilham ve görüntülerle tablolarının renklendirmesi, tablolarına sıradan insanların yaşantısına, umut ve düşüncelerine yer vermesi resim sanatının geleneksel sınırlardan kendisini kurtarmasına ve daha çok ilgi görmesine olanak tanımıştır.
1910'da Japon işgaliyle birlikte ise batının yağlıboya resim tekniklerinin etkinliğini artırması, geleneksel Kore resim sanatının canlılığını yitirmesine yol açmıştır.
1945'te bu Japon yönetimini kalkması geleneksel Kore resminin yeniden canlanmasını sağlamıştır. Avrupa ve Birleşik Devletlerde eğitim görmüş birçok Koreli sanatçı bu çağdaş sanatın kendi ülkelerinde tanıtımında önemli rol oynamıştır.
1950'lerde kurulmuş olan ve bir hükümet kuruluşu olan Ulusal Sergi Salonu Kore sanatının gelişiminde önemli bir rol oynadı. Bu sergi salonunda eserlerini yayınlamak isteyen sanatçılar daha çok modern sanat eserleri ortaya koydular. Geometrik soyutlamalar ön plana çıktı.
1980'lere gelindiğinde ise sanatın toplumsal sorunlarla ilgili mesajlar vermesi gerektiği düşüncesi hakim olmaya başlamıştı.
1995 yılında yapılan Uluslararası Kvangcu Bienali, Kore Sanatçılarını uluslar arası sanat dünyasının önde gelen sanatçılarıyla bir araya getirdi.
Günümüz Kore'sinde ise hem geleneksel alanda hem de modern resim alanında çalışan birçok sanatçı kendilerine dünya sanat literatüründe önemli yer edinmişlerdir.


Kore Geleneksel Mimari

'Hanok' kelimesi geleneksel Kore mimari stili kullanılarak yapılan evleri ifade eder. Kore mimarisi evi çevresiyle olan ilişkisini dikkate alarak yapılandırır. Evin içi de buna göre dizayn edilmiştir. Bu prensip 'Baesanimsu' olarak adlandırılır. Anlamı şudur: İdeal ev arkasında dağ, önünde nehir olan “ondol' ile ısıtılmış 'daecheong' ile sıcak yazlarda serinliği sağlanmış olandır. Evler bölgeye göre değişebilmektedir. Korenin soğuk olan kuzey kesimlerinde, ısıyı daha iyi saklamak için evler kapalı kareler şeklinde yapılır. Merkez bölgelerde evler L şeklindedir. Korenin güney bölgelerinde açık I şeklindedir. Evler ayrıca kimin için inşa edildiğine göre de sınıflandırılabilir: yüksek sınıf, orta sınıf, alt sınıf.

Üst Sınıf Yerleşimler

Bu evler geleneksel Kore mimarisinin hem şekil hem de fonksiyon olarak üst düzey örnekleridir. Konfüçyüs fikirlerinden etkilenilerek, evler yaşayanların cinsiyetine, yaşına ve durumuna göre planlanmıştır. Erkek yetişkinler “sarangchae' da yer ve uyurlarken, kadın ve çocuklar 'anchae'yı kulanırlar. Evli çiftlerin çoğu da anchae’yı kullanır. Hizmetçilerin yeri 'haengnang' tır. Atalar ise 'sadang' ile onurlandırılır. Geniş taraçalara 'daecheong' denir. Kadınların dışarı çıkış ve girşlerini sınırlamak için anchae evin iç kısımlarında yer alır. Erkek çocuk durumunda, 7 yaşına kadar anchae’de yaşarlar. Daha sonraları 'sarangchae' ye taşınırlar. Kız çocukları anchae’de kalır. Üst sınıf sakinleri kiremit çatılara sahiptir, bu yüzden onlara 'giwajib' denir.

Orta Sınıf ve Düşük Sınıf Yerleşimler

Orta Sınıf ve Düşük Sınıf Yerleşimler basit oda, teras ve mutfaktan oluşan basit bir yapıya sahiptir. Genellikle, çatı kaplamada saman kullanılır.Rüzgarlı Jeju adasında bu amaçla kayalar kullanılır.